Epilepsi nöbetleri en sıklıkla psikojen (psikolojik) bayılmalarla karıştırılır.
Psikojen bayılmalar sıkıntı, üzüntü, stres vb olaylarla ilişkili olan ya da kişinin depresyona girmesi sonucu ortaya çıkan ya da kişilik gelişiminde sorunlara bağlı gelişen epilepsiye benzer tekrarlayıcı ataklardır. Epilepsi nöbetleri gibi bu ataklar da kısa süreli olurlar ve bu nedenle sağlık çalışanları ve hekimler hastaların atağını izleyemeyebilir ve bu durum da yanlış tanıya neden olabilmektedir. Psikojen bayılması olan pek çok hasta ne yazık ki epilepsi ilaçları kullanmaktadır ve bu ilaçlar psikojen bayılmalarda etkili olmazlar. Doğru bir tedavi için doğru tanı vazgeçilmezdir. Bayılma atağı yaşayan bir hastada bir sürü tetkik, araştırma, tahlil yapmadan önce atağın özelliklerinin sorgulanması doğru tanıda esastır. Bu amaçla hekime de, hastanın yakınına da bazı görevler düşer. Hekim olayın detaylı bir şekilde tasvirini istemeli ve hasta yakını da detayları aktarabilmelidir. Elbette hasta yakını için başlangıçta bu, hiç de kolay olmayacaktır. Hasta yakını hekimin sorduğu soruları düşünerek, tekrarlayan ataklarda gözlemlerini detaylandırmalı ve ileriki görüşmelerde aktarabilmelidir. Bazen tekrarlayan atakların video kaydına alınması basit ama işe yarayan bir yöntem olabilir. Kayıt yaparken, ortamın iyi aydınlatılmış olmasına dikkat etmeli, hastanın tüm vücudu kayda alınmalı ancak yüzü de net bir şekilde seçilebilmelidir.
Tanı aşamasında hekim epilepsi hastalığından ayırt etmek amacıyla EEG incelemesi isteyebilir.
Doğru tanı konduğunda tedaviye psikiyatri uzmanı da dahil olur. tedavi sürecinde nöroloji ve psikiyatri uzmanının işbirliği gerekecektir. Tedavi kolay olmayabilir, sonuç alabilmek için uzun yıllar gerekebilir. Sadece ilaç tedavisi yetmeyebilir. Hastanın yakınlarının desteği ve işbirliği, kişinin hayatla olan bağının yüksek olması, meşguliyetlerinin bulunması, eğitimli olması tedavi başarısında olumlu göstergelerdir.